3 Şubat 2016 Çarşamba

24 saatin yetmediği zamanlar

İstanbul maceram fazlasıyla koşturmacalı. Pazar, Salı ve Çarşamba ekstra dolu dolu geçti, yazmaya pek zamanım olmadı maalesef. Detaylıca anlatacağım ama neler oldu neler bitti :)

    Pazar günü annemin doğum günüydü öncelikle :) Ama arkadaşımla aylarca görüşemeyeceğimiz ve annemin sabah ilaç alıp dinlenmesi için sabah Kadıköy'de buluştuk tatlışımla :) "Tatlı Köşem" diye bir dükkanda oturduk Caferağa'da.Mekanı görüntülemek için buraya tık tık :)  Imm gitmek isteyenler için küçük bir mekan olmasının sevimli bir artısı var. Kalabalıklardan kaçmak için ideal diyebilirim. Suflesini denedik, sunum güzeldi ama ekstra mükemmel bir tat mıydı.. Pek de değildi aslında. Ama yinede oraya özel şeyler denenebilir, puanı fena değil :)

   Oradan çıkışta adım adım Moda sahili dolaştık, ara sokaklara girip çıkıp kedi mıncıkladık. Fazlasıyla keyifliydi lise günlerinden bu yana yanımda olan biriyle takılmak. 
Buluşma sonrasında annem ile biraz telefon modellerini inceleyip annemin doğum günü kutlaması için ananemlere geçtik. Büyük ananem çok ama çok keyiflendi. Kendisine maşallahları alalım ^^
       Pazar günü bu şekilde bitti. 

Pazartesinin yazısı zaten Küçük Prens ile ilgili :) O günüm kendime özel dinlenme günümdü :)

     Salı günü ise yine lise yıllarımdan kalma bir arkadaşımla buluştum kod adı Hobbit :P Lise 1'den bu yana sürüyor onunla da arkadaşlığımız, miniğim benim <3 

    Onunla buluşmamızın ilk yarım saatini sadece Moda'da nargileci aramakla geçirdik :) mekan için tık tık! :) Sonrasında yaklaşık 3 saat bol sohbetli bol kahkahalı bol nargileli bir oturmalı idi :) Çıkışta Moda Sahile indik, ama üzgünüm iskelenin soluna kalan sahil leş gibi kanalizasyon kokuyor canlar, yaklaşmayın uzun bir süre sorun düzelene kadar. Hele ki sevgili ile o kokuda romantizm yapmayın noooluur :)

    Çıkışta Bahariye'de bol bol yürüyüp Kekik'e girdik. Mekan fena değil ama tabaklar dolu dolu, ki o fiyata o kadar yemek çok ama çok iyi. Karşılarında Happy Moon's gibi baba bir mekan varken rekabet edebilmelerinin yegane sebebi fiyat-yemek miktarı ilişkisi bence.
Ve Salı günüm Hobbit'imle buluşmamızdan sonra dinlenme ve anne ile karşılıklı yatış, muhabbetle sona erdi :)

Bugün ise günlerden Çarşamba, saat farkı ile belki de Perşembe :)
Bugün sabaha annecik ile keyifli bir kahvaltı ile başladık. Sonrasında aile hekimimize gittik kontrole. Kendileriyle yazın çalışma imkanım olup olmadığını sordum olurumsu bir cevap aldım. Ama peşini bırakmiyciğiim! Asm çıkışı birkaç banka işini de halledip Maltepe Park'a geçtik annemle. Öncelikle Boyner'in bugün çalışan ekibinin tam bir felaket olması gerçeğini sizlerle paylaşmalıyım çünküm biz cidden çok ama çok bunaldık. Dayanamayıp çıktık hatta (zaten fiyatlarda aşırı uçuk kozmetikte hıh -.-) Ve bugünün eeeen önemli olayı sonunda yeni telefon aldık! Yani bu fotolarım Galaxy S3'ümle olan son fotolarım olacak gibi :) İphone 6S Plus ve Note 5 arasında sürekli gidip geliyordum ama nasıl olduysa bir anda Note 5 alırken buldum kendimi. Neden İphone 6S Plus değil de Samsung Note 5 derseniz, benim tercih nedenlerim;
  • Öncelikle kamerasının 4 MP gibi büyük bir kalite farkı var. Ayrıca Samsung'un kullandığı diyafram açıklığı yani f değerinin daha düşük olması daha iyi bir görüntü kalitesi sunuyordu.
  • Kalem özelliğinin, 3D touch özelliğini bence yenmesi. Kalemin kullanım etkisi benim gibi telefonundan sunum çalışan not alan biri için mükemmel denebilir. 3D touch bana belki 5-6 saniye kazandıracakken kalemle yaşayabileceğim tablet deneyimi kesinlikle daha cazipti.
  • Uzun süredir Samsung kullanıcısı olmam. Sanırım Lise 1'den bu yana Samsung kullanıyorum. Android'in olmadığı dönemlerde çok da satışı olmayan adını bile tam bilmediğim bir telefonum vardı ki kendisinin mükemmel bir ses kalitesi, internet bağlantısı ve teee 2008de 8MP'lik kameraya sahipti. 4 seneden fazla kullandım memnundum. Ama Android ya da İOS destekli bir telefon şart olunca S3e geçtim  ve 3 seneden uzun süredir de onu kullanıyorum. 2013'de Amerika'ya giderken bilgisayar bile götürmemiş tüm iletişimimi telefonum üzeriden Skype, Facebook, WhatApp gibi uygulamalarla gidermiştim ve hiçbir sorun yaşamadım o dönem. 3 sene içinde çok darbeler yese de hala dimdik telefonum.Tek sıkıntısı Android sürümü olarak geride kalması ve artık çok yavaşlaması, o kadar. Çok uzun açıkladım ama Samsung'la yıllardır seviyeli bir ilişkimiz var ve bu yüzden kendisi seviyorum.
  • Android'i İOS'dan daha işlevli bulmam. Apple biraz daha kapalı kutu bir sistem iken Android'te telefonumu istediğim gibi şekillendirmem, bir bilgisayar gibi kullanmam beni daha tatmin ediyor. Teknolojiyle pek ilgilenmem bana hazır bir sistem olsun onu kalıplar halinde yönlendirilerek kullanayım derseniz Apple is the best, amma velakin daha açık bir sistem istiyorsanız Samsung her zaman bebiştir.
  • Sunum vs için içinde powerpoint tarzı programları hazır bulundurması. İphone'da pdf formatıyla okurken Note 5'te sunumla oynayabilir bilgisayarda yaptığınız pek çok işlemi yapabilirsiniz.
  • Fiyat farkı. Benim için fiyat çok da sıkıntı değildi açıkçası, ama 1000 liralık bir uçurum da var aralarında bu inkar edilemez. İphone'un 1000 liralık farkı neyle kapattığına bakmaya çalıştığımda 3D touch dışında pek bir şey bulamadım diyebilirim. Bu yüzden Note 5 benim tercihim oldu
  • Çok küçük ayrıntı olsa da şarj süresi Note 5'te 90 dakika. Ha şu eksiği var İphone gibi şarjı 1.5 gün gitmiyor ama 1 gün dayanıyor ve çabucak şarj oluyor, eksiğini bu noktada artıya çevirmiş bence.
Şu an yeni telefonumun rengi Teknosa'da olmadığı için Cuma günü teslim alacağım. Aldığımda ayrıntılı inceleyip atarım sizlere de neleri var neleri yok diye :)


Telefon dışında bugün büyük bir kozmetik alışverişi de yaptık. CK'ın in2u parfümüne geri döndüm^^ kendisi benim için çok sevimli bir bahar/yaz kokusu, o yüzden çok mutluyum :) Bu arada in2u'un 150 mllik şişesi Boynerde 191 tl'ye indirimli satılırken(ne indirimiyse o artık) Gratis ve Watsons da 120, Rossmann'da ise 110 tl idi. Gidip kazıklanmayın yani :D Bu arada ucuz diye çakma gibi düşünmeyin, orijinal hepsi. Ben baya araştırdığım için paylaşıyorum sizinle, Gratis, Watson's gibi mağazalar çok sayıda şube bulundurduğundan sürümden kazanıyormuş, o yüzden daha indirimli satıyorlar.
Aldığımız diğer ürünler ve değerlendirmelerini ayrı ayrı yazılarla yapacağım, çünkü hem konu çok ayrı hem de çok uzun uzun yazdım :)

Bu aradaaa tabiki günün şarkısını unutmadım :) Son iki gündür aşk yaşıyoruz kendisiyle, sizler de bir dinleyin bakalım :)

Benden şimdilik bu kadar, iyi kalın, hoşça kalın :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder