13 Ağustos 2016 Cumartesi

Nefesle Boğulmaktır Marifetimiz

Uzun zamandan sonra tekrar buradayım..
Kendime sözüm vardı, her gün kendimi mutlu eden şeyler bulacak, heyecanlandıran şeyler yaşayacak ve buraya aktaracaktım. Ama sözler her zaman tutulamıyor...
Bu seferki yazım biraz depresyonlu içerikli olacak baştan söyleyeyim, sonra "Öff bu ne yeter..." demek yok!..
Elimin buraya gelmesinin sebebi Sezen ablamın;" O kadar yandı ki canım sonunda karşıdan baktım. Ne göreyim, kendime yıldızlardan daha uzaktım..." sözü oldu aslında. Sordum kendime; "Kendime en yakın olduğum zaman ne zamandı peki?" diye. Ve cevabımın burada hevesle bir şeyler yazarken geçirdiğim zaman olduğunu fark ettim.
Peki ne oldu da ben yıldızlardan daha uzak oldum kendime?
Pek çok şey...
Yıllardır hayatımda bir şeyler iyi gidiyor diyemem zaten. Annemin yalanları, benim tek başıma yaşamaya başlamam, Amerika'dan dönme depresyonu, iğrenç bir eski sevgili(üzgünüm ama haksız değilim bu konuda), intihara eğilimli bir bünye, dönem uzatma, arkadaş ihanetleri, dolandırılmalar derken uzuuun bir süredir kötü giden bir hayatım vardı zaten. Ama bu sene diyordum ki; "Hadi kızım sıkı tutunacaksın bu sene! Kimseye eyvallah etmeyeceksin, hedefine yürüyeceksin ve başarınla mutlu edeceksin kendini!". İnanın insan ilişkilerinde, parada hiçbir şeyde yoktu gözüm, sadece başarılı olmak istiyordum o kadar minicikti hedefim .Ama her şey planladığımız, istediğimiz gibi yürümüyor hayatta.
İlk 4 ay sorunsuzdu hayatım çok da mutluydum aslında. Burada bir şeyler yazıyordum, çalışıyordum, hayattan tekrar keyif alıyordum. Sorsalar mutluyum demezdim belki ama huzurluyum derdim.
Ama Şubattan sonra huzurdan da mutluluktan da eser kalmadı hayatımda...
Hocamız okul dergisine bilimsel bir makale yazmamızı istemişti."Tamam!" dedim bende, "İşte hayatımda aradığım akademik fırsat!". Çalışacağım ekibi belirledim. On küsür kişilik ekipte çalışan 3 kişiydik hatta 2 kişi, hatta çoğu zaman tek başıma çalıştım ama dedim ki; "Yılmayacaksın. Bu insanlar yapmasa bile sen o araştırmanı gerekirse tek başına yapıp yayınlayacaksın. Öğreneceksin, gelişeceksin, bir şekilde yapacaksın bunu!" ama yürümedi tabi. Dersler, kendi hayat mücadelem, araştırma yürümedi uzadı. Ama olsun dedim "Hoca bana bu dönem olmasa da seneye yayınlanacak sözü verdi yaparım ben bunu.". 
Makale sürecinde çalıştığım iki kişi bana kulüp kurma teklifiyle geldi. Baktım yararlı bir şeyler yapılacak tabi dedim ama bana yıkıldı tabi tüm dosya, proje, plan işleri. "Olsun be, o köydeki çocuklara sağlığı öğreteceğiz ya gerisi boş." dedim çalıştım ama ilk etkinlikten sonrası yürümedi..
Bu iki arkadaşla yaptığımız işlerden ötürü bir samimiyet oldu aramızda, birbirimize gelip gitmeler başladı derken çocuklardan birinin üst kolu benim evde ortadan ikiye ayrıldı. Olay sınava 5 gün kala olunca kaza sebebiyle yanan psikolojidir, kafadır derken senenin en önemli sınavında dipleri gördüm. Bir ay yemeden içmeden çalıştığım mikrobiyoloji bloğunda hem de...
Yine de "Olsun be kızım bu insanlar yanında olsun toparlarsın, gerekli insanlar için bazen bazı şeyler gidebilir elden." dedim ama ne bu insanlar yanımda oldular iyileştikten sonra ne de ben toparlayabildim tek başıma.
Finale 2.5 hafta kala kalp sorunuyla acile kaldırıldıktan sonra zaten alt üst oldum. Sonrası okulda yapılan haksızlıklar, sorularımızın alt döneme yanlışlıkla sorulmasıyla havuzda kalan tüm zor sorularla yapılan sınavlar derken bendeniz sınıfta da kaldım. Ve kaldığım puan farkı sadece 2 puan...
1 aydır durmadan her gün ağlıyorum kimseye göstermeden. Elimde ne bir tutunacak dal var ne de umut. Nefes almak bile canımı yakıyor.
Ne bir tutunacak insanım var, ne kendimi idame ettirebilecek bir başarım ya da işim. Yurt dışında uzmanlık yapmak isterken ben artık bunu yapabilme şansım var mı onu bile bilmiyorum. Hayatım hayallerim kaydı, yandı. En azından sağlıklıyım yaparım bir şeyler desem o da yok. Kalp sorunları, yeni çıkan şeker hastalığım(bir o eksik gibi), aylardır canımı yakan kitlem(ki kendisinin ne olduğu hakkında bir fikrim yok), son dönemdeki ağır baş dönmelerim... Allah'a emanet yaşıyorum şu son dönem.
Sanki zifiri karanlık bir yere düşmüşüm de her tutunduğum ellerimi parçalıyor, her dayandığım beni yere vuruyormuş gibi. Bu kabus asla bitmiyormuş gibi...

Bu da benim gibi yeniden tutunmaya çalışan herkese gelsin bakalım.. Belki yürekleri bir nebze olsun serinletir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder